|
|
cheap abortion clinics in houston abortion pills online cheap read Herkese Merhaba, Yaşayan
Müze, Türkiye?de yaygınlık kazanmasını umduğumuz farklı bir müze olarak
kuruldu. Müzeler, bazı bilim adamlarınca ?nefis sanatlar hapishanesi?
olarak tanımlanır. Çünkü müzelerde yer alan sanat eserleri camekânlar
altıda ya da arkasında sergilenir. Daha da önemlisi, bu müze
aleyhtarlarına göre müzede sanat ve tarih değeri olan objeler, kendi
doğal ortamlarından koparılmıştır ve müzenin malı olmuştur. Bu ise,
bir cinayettir. Yine klasik müzelere ve müzecilik anlayışına karşı
geliştirilen bir eleştiri de müzelerin sadece somut olanı ya da maddî
olanı korumaya yönelmiş olmalarıdır.
7.yüzyıla
ait olan bir çömlek, bir küp bir daha üretilemez, bir duvar resmi bir
daha çizilemez. Evet bu değerlerimizi bir şekilde korumalıyız. Peki 7.
yüzyıla ait bir sözcüğü ya da bir geleneği korumaya gerek yok mudur?
Koruma altına aldığımız bu nesneler aslında bir geleneğin, bir yaşamın
parçasıdır. Tanrıya, hakana sunularda bulunmak üzere kullanılan bir
sunak taşı koruma altına alındığı gibi bu ritüel esnasında söylenen
dizeler, yerine getirilen birtakım eylemler geçmişten günümüze
aktarılabilmelidir. Bu mümkündür. Yaşayan
müzeler, Avrupa, Uzak Doğu ve Amerika?da oldukça yaygındır. Bu tür
müzeler, etnografya müzeleri içinde değerlendirilir. Genellikle halk
sanatlarıyla, yaratılarıyla, gelenekleriyle ilgilenirler. Ancak müze
?depo müze? olarak tanımlanamaz. Müzenin koruma altına almak istediği
sadece obje değildir. Müze yaşatmak istediği dönemi canlandırır ve
ziyaretçileri bu yaşamın içine çekmeyi amaçlar. Ziyaretçi, seyirci
konumunda değildir. Sadece tüketmek üzere programlanan günümüz tüketici
anlayışı da bu tür müzelerde dönüşüme uğratılmak istenir. Üreten,
yaratan, düşünen insan günümüzde belli çıkar çevrelerinin yaptırımıyla
yalnızca ?tüketen? insana dönüşmüştür. Bu tür müzelerde ?tüketen insan?,
?üreten insan? olur.
?Yaşayan Müze? klasik Osmanlı mimarîsi olarak
kabul edilen Kültür ve Turizm Bakanlığınca tescillenmiş bir yapıda geç
Osmanlı ve genç Cumhuriyet dönemi yaşamını yeniden canlandırmak üzere
kurulmuştur. Sözü edilen döneme ait olan belli başlı gelenekler,
törenler müzenin belirlediği etkinlik takvimiyle halka duyurulacak ve bu
şekilde geçmiş yaşatılmaya çalışılacaktır.
Yaşayan
Müze, Türk kültür değerlerinin yarınlara aktarılması ve genç kuşaklara
severek benimsetilmesi noktasında önemli bir görev üstlenmektedir. Bu
görevi yerine getirme noktasında ziyaretçilerimizin desteğine ve
ilgisine ihtiyacımız olduğu açıktır.
Dr. Sema Demir
|
|
 
|
|
|
|
|
|
|